Önceki bölüm
Rong Jiao, derin bir nefes verdikten sonra konuştu.
-Benim ismim Rong Jiao. Sizlerden yardım istiyorum. Karşılığında ne istiyorsanız vereceğim.
.
.
.
.
.
.
.
.
Nian Zhen, bir süre düşündükten sonra kollarını birleştirdi ve Ruan Ji Lijuan’a baktı. Bir açıklama bekliyordu.
Nian zhen, Ruan Ji Lijuan’ın konuşacağını biliyordu fakat yanında getirmesini ve ona yardım etmek hakkında bir bilgisi yoktu. Derin bir iç çekti. Ruan Ji Lijuan, kendisine yardım etmek için yapmış olmalıydı. İçinde mutlu hissetti fakat dışarı vurmadı.
Ruan Ji Lijuan, bir kaç kez sahte bir şekilde öksürdükten sonra konuştu.
-Rong Jiao’nun çok iyi bağlantıları var. Şu anda yardıma muhtaç bir halde. Ona yardım etmelisin. Senin gelişmen için ve aradığını bulman için kaynaklar ve bağlantı gerekiyor ve bunu da Rong Jiao sağlayabilir.
Rong Jiao, garip bir şekilde Ruan Ji Lijuan’a baktıktan sonra konuştu.
-Benim bağlantılarım mı var?! Bu bahsettiğin bağlantı da ne?! Benim bilmediğim şeyi sen nasıl biliyorsun?
Ruan Ji Lijuan, gülümsedi ve ellerini dudaklarına götürdükten sonra konuştu.
-Bu bir sır! Her neyse, senin bağlantın annenin kardeşinden geliyor. O büyük bir tarikatın öğrencisi. Annenin evden kaçıp babanla tanıştığını biliyorsun değil mi?
Rong Jiao, derin bir iç çektikten sonra konuştu.
-Evet biliyorum. Fakat daha önce annemin arka planını hiç bilmiyordum. Hatta bir kardeşi olduğunu da ilk defa senden duydum. Peki bu akrabam, güçlü biri ise neden annemi kurtarmadı?! Şu anda simyacıların arasında acı çekiyor olmalı!
Ruan Ji Lijuan, üzgün bir şekilde baktıktan sonra konuştu.
-Bunu söylemek istemezdim ama….Annen çoktan….
Rong Jiao’nun gözleri büyüdü ve hemen ardından da gözyaşlarına boğuldu. Annesi….çoktan ölmüştü! Büyük ihtimalle kardeşinin haberi bile yoktu! Hepsi o Rong ailesi yüzündendi. Kendisini kullanmışlar ve annesini de öldürmüşlerdi. Peki ama neden?!
-Neden?!
Ruan Ji Lijuan, derin bir iç çekti. Gerçekleri tam da burada ortaya çıkartacaktı!
-Senin annen de bir zamanlar güçlüydü fakat bir şekilde yaralandı ve eski gücüne kavuşmak ve iyileşmek için tarikatından kaçtı ve buralara kadar seyehat etti. Sonra baban ile tanıştı. Annen, hafızasını kaybetmişti ve yaralıydı onun yalanlarına inandı.
-Annenin de bir kutsal vücudu vardı ve baban, bunu öğrendiği anda kullanmak istedi. Rong ailesinin simyacılar ile bağlantıları olduğunu biliyorsun. Baban, hafızasını yitirmiş ve delirmiş anneni simyacılara sattıktan sonra kendisi de annenin saldırısı ile öldü ve sen amcan, Rong Fan ile kalmak zorunda kaldın.
Rong Jiao, bunları bilmiyordu. O zamanlar çok küçüktü ve sadece annesinin, simyacılara götürülmesini izlemişti. Ondan sonra da odasına kapatıldığı için bir şey bilmiyordu. Demek her şey böyleydi! Rong ailesi!!!…..
Rong Jiao, uzun uzun ağladıktan sonra gözlerinde parlayan nefret ateşi ile aklından geçirdi.
-Rong Ailesi!! Onları mahvedecekti!!! İntikam almalıydı!
-Xiao Ruan, bana yardım edeceksin değil mi?! Tüm Rong ailesi Ölmeli!
Nian zhen, duydukları karşısında şaşkındı. Rong Jiao, çok acı çekmiş küçük bir kızdı. Ona yardım edebilirdi. Zaten kendisi de Rong ailesinden nefret ediyordu. Onlar en büyük şerefsizlerdi! Ayrıca Her zaman Rong jiao’nun Rong fan’ın kızı olmadığından şüphe etmişti ve bu doğru çıkmıştı.
Nian zhen, soğuk bir şekilde gülümsedikten sonra ciddi bir şekilde Rong Jiao’ya baktı ve konuştu.
-Sana hakaret ettiğim için özür dilerim. Sana yardım edeceğim. Senin kutsal vücudunun ismi Tersine yin kan kutsal vücut. Bu senin aşırı kaslı olmana neden oldu. Sana , yüksek miktarda saf bir fiziksel güç verdi.
YN:Önceki bölümlerde Tersine Yang kan kutsal vücudu olarak geçiyordu ve ben onu yin olarak değiştirme kararı aldım.
Rong Jiao, kutsal vücudunun ismini duyunca garip hissetti. Demek bu halde olmasının nedeni bir kutsal vücut sahibi olmasıydı. Bu hem iyi hem de kötüydü. Merakla sordu.
-Eski halime geri dönecek miyim?
Nian zhen, ilk yaşamında ki Gökyüzü kütüphanesinden okuduğu gelişim tekniğini bir kağıda yazmaya başladı. Kısa süre içinde onlarca sayfa yazı yazdıktan sonra elinde ki fırçayı bıraktı ve kâğıtları Rong Jiao’ya uzattıktan sonra konuştu.
-Bunları al ve çalışmaya başla. Sana başka bir oda ayarlayacağım. Bununla belki düzelebilirsin. Bundan emin değilim Fakat Güçleneceğine eminim.
Rong Jiao, başını salladıktan sonra Ruan Ji Lijuan’ın kafasını serçe parmağı ile okşadı. Zarar vermekten korkuyordu. Bu küçük şey, çok yardımcı olmuştu. Hepsi onun sayesindeydi. O olmasaydı gerçekleri bilmezdi ve hala kullanılıyor olurdu.
-Teşekürler Xiao Ruan. Sana borçlandım. Anlaşma yapalım. Ben size yardım edeceğim. Siz çoktan bana yardımcı oldunuz.
Ruan Ji Lijuan, gülümsedi ve Rong Jiao’nun önüne geldikten sonra minik elleri ile kızın keçe gibi olmuş saçlarına dokundu ve konuştu.
-Anlaşmayı sonra yaparız. Şimdi biraz dinlen Jiejie.
Rong Jiao başını salladı. Şu anda çok duygusal bir haldeydi. Biraz dinlenmesi gerekiyordu. Nian zhen, bir hizmetçi çağırdı ve Rong Jiao’yu odadan gönderdi.
Hizmetçi, neler olduğunu bilmiyordu. Bu şeyin, burada ne işi vardı?! Düğün olmamıştı! Genç ustasının işlerine aklı almıyordu. En iyisi fazla karışmamaktı.
Nian zhen, bir iç çektikten sonra Ruan Ji Lijuan’a baktı ve onu elleri arasına alıp sevdikten sonra konuştu
-Gerçekten de çok akıllı olmuşsun. Bu halini sevdim. Bana yardım etmek istedin değil mi? Pekala, senin dediğini yapacağım.
Ruan Ji Lijuan, kafasını salladı ve onayladı. Övgü almaktan çok hoşlanıyordu. Büyük bir iş başarmıştı. Bütün bunları bilmesinin nedeni kitapta yazmasıydı.
Nian Zhen, Ruan Ji Lijuan’a yemek söyledikten sonra gelişim yapmak istedi. Bu Rong kızı, kendisinden daha güçlüydü ve sinirlenirse kesinlikle ona dayanamazdı. Ayrıca ona bakmak…biraz zordu!
Ruan Ji Lijuan, oyuncak evinde kendi halinde takılmaya başladı ve Nian zhen de gelişim yapmaya başladı.
Her büyük savaşçı için, yetiştirme yeteneği ve dövüş yeteneği eşit derecede gerekliydi. Nian zhen kendisine daha fazla güç sağlayan Kutsal bedenine özel tekniği geliştiriyordu. Ancak yetiştirme becerisi sadece seviyeyi arttırıyordu.
Harika biri olmak için iyi bir dövüş becerisine ihtiyacı vardı. Tıpkı yetiştirme becerileri gibi, dövüş becerileri de 4’e ayrılmıştı: Ölümlü, yeryüzü, gökyüzü ve Ölümsüz. Her seviye de 3 aşamaya ayrıldı: Başlangıç, Orta ve zirve.
qi toplama alemi sadece bir temel seviyeydi, sadece Temel kaynak alemine ulaşmış olanlar savaş becerilerini uygulayabilirdi….ama Nian zhen diğerlerinden farklıydı. Birkaç dövüş becerisini deneyimlemişti ve 5 element lotus çiçeği tekniği, ona Qi Toplama aleminde olanlardan daha fazla Qi sağlıyordu.
Qi toplama alemindeki savaşçılar, yeterli Qi gücüne sahip olmadıkları için savaş becerilerini uygulayamazlardı ve yeterli Qi gücü olmadan savaş becerisini de destekleyemezlerdi. Fakat Nian zhen farklıydı!
Geçmiş hayatında sahip olduğu en güçlü dövüş becerisi, kendi yarattığı bir ölümsüz seviye dövüş becerisi olan “Dokuz Güneş” savaş becerisiydi. Çevresinden güneş enerjisini emebilen çok güçlü bir dövüş becerisiydi. Bu dövüş becerisini uygulamak için güçlü bir vücut ve büyük miktarda Qi gerekiyordu.
Nian zhen, geçmiş yaşamında, ona büyük miktarda Yang Qi veren bir teknik çalışıyordu fakat bununla bile, Dokuz Güneş becerisini tam potansiyeliyle kullanamıyordu. Dokuz Güneş, harika bir dövüş yeteneği olabilirdi fakat 5 element lotus Çiçeği yetiştirme becerisi, önceden kullandığı beceriden çok daha güçlüydü.
Nian zhen, yüzünde bir gülümsemeyle kendi kendine düşündü. Dokuz Güneş becerisi çok güçlüydü fakat şu anda bunu uygulamak için çok zayıftı. Kendi kendine konuştu.
-Şimdilik Dokuz Güneş savaş becerisini uygulayamam fakat ondan türettiğim Altı Güneş savaş becerisini uygulayabilirim. Yüksek Yeryüzü seviye de bir Dövüş Becerisi sayılabilir.
Kırmızı bulut şehrinde yeryüzü seviyesinde ki bir dövüş becerisi yoktu. Ayrıca Nian zhen’in kendi yarattığı bir şey olduğu için diğer becerilerden çok daha iyi kullanabilirdi.
6 Güneş dövüş becerisinde, 1 güneş en zayıfı ve 6 güneş en güçlüsüydü. Dağları yıkabilir ve nehirleri kurutabilirdi. Nian Zhen, bir kaç saat boyunca hiç ayrılmadı ve yoğun bir şekilde gelişim yaptı.
Nian Hai ise dükkanları yönetmekle meşguldü ve Nian zhen’i rahatsız edecek zamanı yoktu. Ruan Ji Lijuan ise biraz oynamış ve sonra da sıkıldığı için Rong Jiao’nun yanına gitmiş ve yemek yiyip tekrar oyun oynamıştı. Nian zhen’in gelişime verdiği önemi biliyordu. Bu yüzden de onu rahatsız etmedi.
Nian zhen, zamanını tekniklerini geliştirmek ve Altı Güneş savaş becerisini uygulamak için harcadı. Bu şekilde tam 3 gün boyunca çalıştı! Öğlen olduğunda Altı Güneş becerisini çalışacak ve tüm güneş enerjisini emmeye çalışacaktı ve 5 element lotus çiçeğini de Altı Güneş tekniği ile kullanmaya çalıştı.
Nian zhen, 3 gün içinde Qi toplama aleminin 13. seviyesinin zirvesine ulaşmayı başardı. Tek bir adımla bir sonra ki aleme geçebilirdi.Vücudunun içindeki lotus çiçeği soyut bir halden daha somut ve daha da görünür hale gelmişti. Ayrıca saf gücü de fazlasıyla artmıştı.
Ruan Ji Lijuan, bahçede tekniklerini çalışan Nian zhen’i izliyordu. Onun gelişimi için tek yapması gereken yemek yemek ve uyumaktı. Bu üç günde 18 cm kadar olmuştu. Büyüyordu fakat büyümesi yavaştı. Bu hızla giderse kaç yılda normal bir insan boyutuna gelirdi bilmiyordu.
Bahçede, Nian zhen beyaz bir kıyafet giymişti. Yüksek sesle bağırdı ve parmak ucundan yıldırım kadar hızlı bir altın ışık çıkarttı.
Altın ışık devasa bir kayayı deldi ve kayada derin bir delik oluştu. Delikten, dumanlar çıkıyordu.
Ruan Ji Lijuan, ellerini çırptı ve alkışladıktan sonra neşe içinde konuştu.
-Çok iyiydi!! Çok güçlüydün zhen-gege!
Nian zhen, gülümsedi ve Ruan Ji Lijuan’ın kafasını okşadıktan sonra konuştu.
-Yalnızca bir tane altın ışık oluşturdum. Fazla büyütülecek bir şey değil. Eski gücümün yanında bu bir hiç!
Ruan Ji Lijuan, tabi ki bunu biliyordu fakat büyük bir kayayı delmesi çok şaşırtıcıydı. Kendisini övmekten alı koyamamıştı.
Nian zhen, gülümsedi ve biraz Ruan Ji Lijuan’ı sevdikten sonra merakla sordu.
-Rong Jiao nerede?!
Ruan Ji Lijuan, biraz somurttu ve konuştu.
-Gelişim yapıyor. Ayrıca biraz depresif bir halde. Odasından hiç çıkmıyor.
Nian zhen, bunu normal karşıladı. Öğrendikleri fazlasıyla şok ediciydi ve kesinlikle intikam ile yanıp tutuşuyor olmalıydı.
Nian zhen, yüzünden akan terleri sildi. Bütün enerjisini kullanmıştı. Kendisini yorgun hissediyordu fakat Ruan Ji Lijuan’ın kendisini izlediğini bildiği için zayıf bir halde olduğunu göstermek istemedi.
Nian zhen, bir Qi yenileme hapı aldı ve ağzına attı. Kısa süre içinde gücünün yenilendiğini hissedebiliyordu. Qi Yenileme hapları her gelişimcinin ihtiyacı olan bir şeydi. Kırmızı bulut şehrinde tek bir Qi yenileme hapı 100 gümüşe mal oluyordu.
Nian zhen, hapı küçümsemeden edemedi. Bu Qi yenileme hapı sadece %60 saflığa sahipti ve içinde %40 kirlilik vardı…
-Bu hap, sadece bir çöp!!
Ruan Ji Lijuan, hapa baktı ve bir iç çekti. Acaba onun tadı nasıldı?! Nian zhen, bir çöp olduğunu söylemişti fakat kendisine gayet de iyi gibi gözükmüştü.
-Zhen-gege, bu hapı ben de yiyebilir miyim?
Nian zhen, biraz düşündü. Yedikleri ile büyüyordu. Şu ana kadar Ruan Ji Lijuan, hiç bir hap yememişti. Yüzünde bir gülümseme ile konuştu.
-Elbette!
Nian zhen, bir hap daha çıkarttı ve Ruan Ji Lijuan’a verdikten sonra beklemeye başladı.
Ruan Ji Lijuan, hapı hızla yedi ve midesinin şiştiğini hissetti. Aşırı yemek yemiş gibi hissediyordu. Biraz da uykusu gelmişti.
-Hmm, bunun pek de tadı yok. Zhen-gege, benim uykum geldi..
Ruan Ji Lijuan, yorgunluğa ve uykuya daha fazla dayanamadı ve hızla düşmeye başladı.
Nian zhen, panikle son anda Ruan Ji Lijuan’ı tuttu ve incelemeye başladı. Yüzünde tuhaf bir ifade vardı. 18 cm’den 22 cm’e kadar bir anda çıkmıştı! Daha da büyümüştü!
Nian zhen, bir iç çekti ve Odasına gidip Ruan Ji Lijuan’ı oyuncak evdeki yatağına yatırdıktan sonra bahçeye tekrar geri döndü.
Nian zhen, bu sırada kendi kendine
düşünüyordu. Şehir efendisinin malikanesinde ki Qi yenileme haplarının kalitesi çok düşüktü. Onun için %60 saflıkta bir yenileme hapı sadece bir çöptü.
Bir anda bir kapı tıklama sesi geldi.
-Tık tık tık!
Nian zhen, gelen kişinin, babası Nian Hai olduğunu biliyordu. Yüzünde bir gülümseme ile Kapıya koştuğunda Nian Hai’nin yüzünde ki endişeli ifadeyi gördü.
Nian zhen’in yüzünde ki gülümseme hızla soldu ve ciddi bir şekilde endişeli duran babasına baktı ve sordu.
-Ne oldu?!
