Önceki bölüm
-Kenara çekilin!!
Ruan Ji Lijuan, derin bir iç çekti. Sonunda başlamıştı. Kendisi olsa da olmasa da bu olaylar kitapta geçiyordu.
.
.
.
.
.
.
Nian Zhen, sanki hiçbir ağırlığı yokmuş gibi tabutu kapının önüne fırlattı ve büyük bir ses çıkarttı.
Tabutun önü geçit törenine dönüktü ve üzerinde büyük bir cümle açıkça görülebiliyordu.
‘Büyük kardeşim burada yatıyor!’
kalabalığın hepsi orada olmaması gereken tabuta bakıyordu ve aniden hepsi sessizleşti.
-Bu da ne?! Ne yapıyorlar? Düğün töreni sırasında bir tabut getirmek mi? Bu çok uğursuz bir şey! Şehir efendisi ne düşünüyor?
Rong Fan’ın mutlu ifadesi anında değişti. Hızla Nian Hai’ye baktı ve yüksek sesle bağırdı.
-Kardeş Nian, bu da ne? Ne yapmak istiyorsun?!
Nian Zhen, sahte bir üzüntüyle bağırdı. Herkesin duyması için bağırıyordu.
-Kardeşim dün gece ateş sanatlarına çalışıyordu ve talihsiz bir kaza nedeniyle yandı ve öldü. Bu yüzden de Bayan Rong, büyük erkek kardeşimin sadece cesediyle evlenebilir. Onun için özel bir tabut hazırladık. Ah, tabii ki o damat kıyafetlerini de giydirdik!
Nian Zhen ve Nian Hai’nin planı buydu! Cesedi bile olmayan Long Jiang’ın yerine bir başkasını koymuşlardı. Tabi ki eski bir mahkumdu ve Nian ailesini aşağılamak suçundan hapsedilmişti. Zaten ölmek üzereydi. Onu yakmışlar ve Long Jiang olarak kullanmışlardı.
Burası sonucta acımasız bir dünyaydı!
Sessizleşen Kalabalık bir anda patladı. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu.
-Ne!
Kalabalık, Daha önce hiç böyle bir şey görmemişti! Rong ailesi damadı almaya gelmişti ama onun yerine yanmış bir cesetle karşılandılar. Long Jiang’ın gerçekten ölü ya da diri olması önemli değildi! Rong ailesinin itibarları mahvolmuştu. Tabi düğün de…
Rong ailesi, büyük bir geçit töreni hazırlamıştı fakat karşılaştıkları şey bir tabut olmuştu. Bu da itibarlarını mahvetmişti.
Rong Fan, öfkeden titriyordu. Ellerini sıkıca yumruk yapmıştı. Bu bir aşağılama idi!
-Nian Hai, şakayı abarttın!!
Nian zhen, pis bir gülümseme ile konuştu.
-Rong Amca, Neden Şaka yaptığımızı söylüyorsun ki!? Buraya damadı almaya geldin ama onun ölü ya da diri olduğundan hiç bahsetmedin!
Nian Zhen’in söylediklerini duyan çevredeki insanlar Tuhaf hissettiler. Ne düşüneceklerini bilmiyorlardı. Bu nasıl bir açıklamaydı? Kan kusacak kadar karınları bile ağrımaya başlamıştı.
Rong Fan, soğuk bir sesle konuştu.
-Nian Hai, sen ve oğlun, beni kandırmaya çalışmayın! Long Jiang, oldukça yetenekli ve güçlü biri. Nasıl, beceriksiz davranıp da kendisini ölene kadar yakabilir?! Dün hayattaydı! Bu şekilde ölmesine imkan yok!!
Nian Zhen, gayet rahat bir şekilde konuştu.
-Tabuttaki ceset Long Jiang’a ait. Bana inanmıyorsanız, açıp kendiniz kontrol edin. Ne de olsa o sizin ailenize ait!
Nian Hai, oğlunun konuşmayı yapmasına izin verdi ve sessiz kaldı. Her şeyi halledeceğini söylemişti ve akıllı olduğunu kendisine kanıtlamıştı. Bu yüzden de hiç karışmadı.
Nian Hai, oğlunun yanında sessiz kalsa da dikkatle izliyor ve kendi içinde değerlendiriyordu. Rong Fan gibi bir insanla karşı karşıya gelmek ve hala normal bir şekilde konuşabilmek, tartışabilmek, kesinlikle sıradan bir çocuğun yapabileceği bir şey değildi.!
Rong Fan ve Nian Hai aynı seviyedeydi. İkisi de Temel kaynak aleminin zirvesindeydi.
Rong ailesinden bir adam, daha fazla dayanamadı ve öfkeyle bağırdı.
-Siktir, damadı almaya geldik ama bize bir tabut verdiniz! Bu bize karşı büyük bir hakarettir!
Nian Zhen, bir kahkaha attı ve hızla konuştu.
-Hahahaha…Bizim ailemize ilk hakaret eden sizdiniz. Rong jiao’nun yüzüne ve vücuduna bakın! Buradaki tüm erkeklere soruyorum, bu çirkin kızı size versem ve onunla evlenmenizi istesem, hemde bedavaya…Onunla evlenmek isteyenler öne çıksın!
Nian Zhen, şu an da kendisi gibi kutsal vücuda sahip olan Rong Jiao’yu yerden yere vuruyordu. Ateşle oynadığını biliyordu fakat düşmana karşı merhametli olmasına gerek yoktu ve Ruan Ji Lijuan, konuşacağını söylemişti. Ona güveniyordu.
Ruan Ji Lijuan ise sessizce olayları izliyordu. Daha ortaya çıkma zamanı değildi. Rong Jiao dayanıyordu ve kendisi de dayanmalıydı.
Nian Zhen’in sözlerini duyanlar’ın yüzleri yeşile döndü. Hepsi kusmamaya çalışıyordu.
-Kahretsin, bu çirkin kızla evlenmektense kendimi öldürmeyi tercih ederim!
-Rong ailesi büyük bir aile, ama böyle çirkin bir kızı Şehir Efendisinin ailesiyle evlendirmeye çalıştılar. Bu açıkça bir hakaret!
Nian Zhen, kalabalıktan aldığı tepkilerle sinsi bir şekilde güldü ve yine herkesin duyması için bağırdı.
-Bu çirkin kızın gerçekten de Rong amcanın kızı olduğu konusunda büyük şüphelerim var!
Rong Fan, öfkesinden tıslar gibi konuştu.
-Çok iyi, keskin bir dilin var. İnsanları nasıl sokacağını iyi biliyorsun. İnsanlar bana Nian Zhen’in Kırmızı Bulut şehrinde sadece işe yaramaz bir aptal olduğunu söylediler ama senin bu kadar akıllı bir piç olduğunu bilmiyordum. Nian Hai, bugün bu olanları hatırlayacağım. Şu andan itibaren, biz düşmanız!
Rong Fan, sinirli olsa da aslında Nian Zhen’e farklı bir şekilde bakıyordu. Üzerinde bir plan yapılmıştı. Hepsi de Nian Zhen’in başının altından çıkmıştı. Rong ailesine sert şekilde hakaret etmişti. Böyle genç bir yaşta, hepsini planlamıştı. Gerçekten de inanılmazdı. Rong Fan, Nian Zhen’e hayran olmaktan kendini alamıyordu. Aptal bir dost yerine akıllı bir düşmanı tercih ederdi.
Nian Zhen, yüksek sesle bağırdı. Yüzünde kötücül bir ifade vardı.
-Güzel, düşman olup olmadığımız umrumda değil, ama Rong amca, kardeşimi ailenize geri götürün. Ayrıca, bana bu tabutun bedelini de ödeyin! Kendi paramı kullandım ve Oldukça da pahalıydı!
Nian Zhen’in sözlerini duyanlar az kalsın yere düşüyordu. Bu gerçekten de çok….Aşağılıkçaydı!
Olayı izleyen Nian ailesinin diğer üyeleri, genç efendilerinin sözleri ve hareketleri karşısında şok olmuşlardı. Bu gerçekten de bildikleri kişi miydi?! Sanki, başka birine dönüşmüş gibiydi! Hepsinin bir zamanlar tanıdığı işe yaramaz aptal, Rong Fan’a asla karşı çıkmaya cesaret edemezdi.
Ayrıca büyük genç efendi, nasıl aniden ölmüştü? Yoksa Bayan Rong ile evlenmek istemediği için intihar mı etmişti? Fakat bunların hiçbiri artık önemli değildi. Aslında, Şehir Efendisi sadece öz oğlunu umursuyordu.
Nian ailesinin genç efendisi, Rong ailesinin itibarını mahvetmişti. Rong ailesinin hazırladığı uzun geçit töreni şimdi tüm Kırmızı Bulut şehrinin alay konusu olmuştu.
Rong Fan, çok öfkeliydi. O akıllı biriydi ama kendisinden çok daha küçük biri tarafından rezil edilmişti. Kinlenmişti.
-İyi, çok iyi, Nian Hai, sen ve oğlun sadece bekleyin. Ailenizin bu şehirde kalaması uzun sürmeyecek. Hadi gidelim!
Rong Jiao, öfkesinden titriyordu. Saldırmak ve burada ki her şeyi yakmak yıkmak istiyordu. Fakat yapamazdı!!
Rong Fan, üzerine bindiği atı tekmeledi ve aceleyle ayrıldı. Daha fazla burada kalmaya tahammül edemiyordu ve geçit töreniyle birlikte kalmaya da çok utanıyordu.
Rong Ailesinden biri atından indi ve bağırdı.
-Nian Zhen, gerçek bir savaşçı asla böyle aşağılık yöntemler kullanmaz. Tek başına savaşmaya cesaret ediyor musun?! Ben, Rong Ying, baban bile seni tanıyamayacak hale gelene kadar seni döveceğim!
Rong Ying, Rong ailesinden yetenekli bir genç adamdı ve Rong Fan’ın ayrılmasına rağmen bırakmak istemiyordu. Bu aşağılamayı çekemezdi. En azından sinirini çıkartmış olurdu.
Nian zhen’i yenmek çok kolaydı. Nian zhen’le savaşıp kazanabilirse, en azından Rong ailesindeki dahilerin Nian ailesindeki bu aptaldan çok daha iyi olduğunu gösterebilirdi. Bu sayede de biraz onur kazanacaklardı. Kaşlarını çattı ve Nian zhen’i işaret ederek bağırdı.
“Nian Zhen, savaşmaya cesaretin var mı yoksa sadece dilini mi kullanabilirsin?!
Nian Zhen, işe yaramaz bir aptaldı ve herkes bu gerçeği biliyordu. Rong ailesini aşağılık yöntemlerle herkesin önünde utandırmasına rağmen, bir çöp olduğundan emindilerdi. Rong ailesinden herhangi biri Nian zhen’i kolayca yenebilirdi.
Nian zhen’in yüzünde soğuk ve biraz da alaycı bir gülümseme belirdi. Yanında duran Nian hai de gülmeye başladı. Hatta Ruan ji Lijuan bile gülüyordu. İzlemenin eğlenceli olduğunu fark etmemişti. İlk başta bunda çok zorlanmıştı. Birinin acı çekmesinden ya da mutsuz olmasından hoşlanmamıştı fakat Nian zhen ile çok uzun bir zaman geçirdiği için alışmıştı. Durum komik bile gelmeye başlamıştı. Sonuçta Nian zhen, zehirli bir arı gibiydi.
Nian Zhen, yüzünde sinsi bir gülümseme ile konuştu.
-Benimle dövüşmek mi istiyorsun? Teklifini seve seve kabul ederim ama ben boş yere savaşmam. Üzerine bahse girecek bir şeye ihtiyacımız var!
Nian Hai, gülüyordu. Oğlu gücünü kanıtlamıştı. Kimin kazanacağı belliydi. Fakat bu salaklar hiçbir şey bilmiyordu. Bir kez daha rezil olacaklardı.
Nian zhen, kendine güveniyordu. Kimse gerçek gücünü kendisinden iyi bilemezdi. Bu adamın kazanma şansı yoktu. Çünkü Long Jiang’dan daha zayıftı ve Long Jiang da ölmüştü..
Rong Ying, Nian zhen’in savaşmayı kabul edeceğini fark ettiğinde sevindi ve heyecanlandı.
-Pekala, neye bahse girmek istiyorsun?
Nian zhen, işlerin istediği gibi ilerlemesi yüzünden memnundu. Hızlıca konuştu.
-Bu tabut üzerine bahse gireceğiz. Kaybedersem bu tabutu üç gün boyunca kapımızın önüne asacağım fakat kazanırsam da siz asacaksınız! Tabutu da sen taşıyacaksın! Bunu bile yapamazsan hepiniz birer piç olursunuz! Sonuçta o sizin ailenize ait!!
Nian Hai, şaşkındı. Fakat Nian zhen’in yöntemlerini onaylıyordu. Çünkü bunu onlar başlatmışlardı. Bu acımasızlık gibi görünüyordu ve Nian zhen zaten acımasız biriydi. Burada çok fazla insan vardı. Bu yüzden de Rong Ying reddedemezdi. Tabutu kendi elleri ile taşırsa başka bir alay konusu daha eklerlerdi. Fakat yapmazsa da bir piç olduklarını kabul etmiş olurdu. İki ucu b*klu değnek gibiydi.
Nian Zhen, her açıdan sıkıştırmıştı. Düşmanlarını rahat bırakmak onun kişiliğine tersti. Az bile yapmıştı!
Nian Hai de düşmana merhamet edilmeyeceğini biliyordu. Bu yüzden sessiz kalmış ve işleri Nian Zhen’e bırakmıştı.
Rong Ying, aşırı heyecanlı olduğu için tamamen dinlememişti. Hayalinde Nian zhen’i ezdiğini hayal ediyordu.
YN: Uzun zamandır bu kadar salak bir karakter yazmamıştım. Kendi hayal dünyasında yaşamaya devam etsin.?
-Tamam, hadi savaşalım!
Rong ailesinden başka bir genç, Rong ying’ın aksine Nian zhen’i dinlemişti. Hızla yanına geldi ve kulağına fısıldadı.
-Kardeş Ying, bahis biraz fazla büyük görünüyor, biraz düşünmen gerekmez mi?!
Rong Ying, kibirle güldü ve konuştu.
-Endişelenme, bu aptal sadece 1. seviye de. Onu çok kolay bir şekilde ezeceğim. Sadece bekle ve tabutu nasıl astıklarını izle!
Rong Ying, Nian zhen’i ciddi bir rakip olarak bile görmedi . Kalabalık, merak ve heyecanla izliyordu. Yine her kafadan ayrı bir ses çıkıyordu. Rong Fan gittikten sonra ortalığın sakinleşeceğini sanmışlardı fakat her iki aileden de gençlerin savaşması ve üstüne bir de bahis koyacaklarını beklemiyorlardı.
Bu büyük bahis, onların itibarıydı! Her iki taraf da kendinden çok emin görünüyordu. İnsanların dikkati daha çok Nian zhen’in üzerindeydi. bu işe yaramaz aptal, Qi toplama aleminin 8. seviyesinde olan Rong Ying’e karşı nasıl savaşacağını merak ediyorlardı.
Rong Jiao, babasının ayrılmasından sonra yerinden kalkmış ve kıyafetlerini değiştirmiş ve makyajını da silip geri gelmişti. Bu Nian zhen’in beklediği gibi biri olmaması ilgisini çekmişti. Onda bir tuhaflık vardı. Bundan emindi.
Rong Jiao, yanına küçük ve hızlı bir şeyin sessizce gelip omzuna dokunması ile ürktü. Arkasına baktığında Ruan Ji Lijuan’ı gördüğünde şaşırdı. Bu minik şey de neydi?! Yüzü biraz kızardı çünkü çok tatlı görünüyordu.
Ruan Ji Lijuan, sevimli bir şekilde gülümsedi. Kalabalık arasında saklanmaya çalışması aslında komiğine gitmişti. İnsanların dikkati onda olmadığı için şanslıydı. Gizlice kaçmıştı. Her zaman Rong Jiao ile konuşmak istemişti.
-Merhaba. Ben Ruan Ji Lijuan.
Rong Jiao, kendisini tanıtan küçük şeye baktı. Ne olduğunu anlayamasa da zararsız görünüyordu.
-Ben de Rong Jiao.
Ruan Ji Lijuan, gülümsedi ve muzip bir şekilde baktıktan sonra konuştu.
-Seni tanıyorum. Hep, seninle tanışmak istemiştim. Seni kurtarabilirim.
.
.