Like A Flower BL 10.Bölüm

Önceki bölüm

 

Nian Zhen’in vücudunda ki Qi akışı ortaya çıktığında Long Jiang, bir adım geriye çekildi. Bu kutsal vücuda sahip birinin gücüydü! Şiddetli bir güce sahipti.

 

-Neler oluyor?!

.

.

.

.

.

.

.

 

Long jiang şok olmuştu. Nian zhen’e  hayalet görmüş gibi baktı, en çılgın rüyasında bile bunu göremezdi.

 

Saklanan Nian Hai, bile bu dönüşüm karşısında şok oldu ve hemen ardından da çok mutlu oldu.

 

-Gökler!!, oğlum işe yaramaz bir pislik değil, o bir dahi. Lanet olsun sana çocuk!! Nasıl tüm bunları gözlerimin önünde sakladın?

 

Nian hai’nin gözleri yaşarmıştı. Kendi kendine düşünüyordu. İşe yaramaz oğlu her zaman kalbinde bir yara bir diken olmuştu, ama şimdi Nian Zhen, değişmişti ve bir dahi olduğunu kanıtlamıştı. 16 yaşında hiç kimse Kırmızı bulut şehrinde bunu yapmamıştı. Qi toplama aleminin 11. Seviyesi!!

 

Nian zhen, Long Jiang üzerinde yaptığı plan ile kurnaz ve zeki olduğunu da göstermişti. 16 yaşında hiçbir çocuk bu kadar ayrıntılı bir Plan yapamazdı!

 

Long Jiang, şok olmuş bir şekilde bağırdı

 

-İmkansız, bu olamaz! Daha 5 gün önce sadece 1. seviyede bir çöptün!!…Bana bunca zaman gerçek gücünü sakladığını söyleme? Bu normal değil!!

 

Nian Zhen, bir kahkaha attı ve konuştu.

 

-Bu dünyada anlamadığın çok şey var. Sen sadece kuyudaki bir kurbağasın. Parlak bir geleceğin olabilirdi ama sen kendi kendini mahvettin. Şimdi, tüm bunlara bir son verelim!!

 

Nian Zhen, çok yüksek bir hızla hareket etti ve saniyelik bir zaman diliminde Long Jian’ın önüne geldi. Güçlü bir avuç darbesi ile Long Jiang’ın boynunu sıkmaya başladı.  Long Jiang, bir parmağını bile kullanamıyordu. Nefes almak çok zordu!

 

Nian Hai, saklandığı yerden çıktı ve hızla koştuğu sırada bağırdı.

 

-Bırak!

 

Nian Hai, koşsa da Nian Zhen’den daha yavaştı. Hızla Long Jiang’ın boynunu kırdı ve onu cehenneme gönderdikten sonra bıraktı yere.

 

Nian Hai, Long Jiang’ın cesedine baktıktan sonra sıkıntılı bir iç çekti. Hala şoktaydı. Fakat nasıl bu kadar güçlü olabilmişti?! Seviyesi yüksek olsa bile aralarında yine fark vardı. Fakat Nian zhen, kolay bir şekilde boynunu kırabilmişti. Bu inanılmazdı!

 

-Zhen’er, onu neden öldürdün?!

 

Nian Zhen,  yerde ki cesede baktı ve sakin bir şekilde konuştu.

 

-Baba, onun gibi birini öldürdüğüm için neden bu kadar büyük bir tepki veriyorsun ? Onu öldürmeseydim, büyük bir sorun olarak geri dönebilirdi.

 

Nian Hai, kaşlarını çattı ve sıkıntılı bir şekilde bir kez daha iç çekti. Çok büyük bir sorun vardı.

 

– Uzun bir zaman onu yetiştidim. Hiçbir şeyken yanıma aldım ve oğlum yaptım. Bu nankör yılan için boşa çaba harcadım. Sana bunu yapmaya cesaret ettiği için onu öldürmekte haklısın fakat, şimdi o öldü! Yarın Bayan Rong ile kim evlenecek?! Ailemiz ve Rong ailesi zaten kötü bir ilişki içinde, şimdi daha da kötüleşecek!!

 

Nian Zhen’in yüzünde soğuk bir gülümseme belirdi ve konuştu.

 

-Baba, saf olma, bir dağ da iki aslan olmaz!  Hem bizim hem de Rong ailesinin Kırmızı bulut şehrinde uyum içinde yaşaması mümkün değil. Biz onlardan üstünüz! Neden onlara iyi davranalım ki?! Hem bize hakaret ettiler! Bayan Rong’un saygısız davranışlarını unuttun mu?!

 

Nian Hai, şaşkınlıkla bağırdı.

 

-Bize hakaret mi ettiler?

 

Rong Jiao, gerçekten de saygısız davranmıştı ama hakaret?!….

 

Nian Zhen, hızlıca açıkladı. Bu yaşlı adamdan daha akıllıydı. Ondan daha uzun zaman yaşamıştı aslında. Nasıl Rong Fan’ın asıl niyetini anlayamazdı ki?!

 

Rong Fan, çirkin kızını onlara vermeye çalışmıştı. Kimse o kızla evlenmek istemezdi. Aynı zamanda Nian ailesini de aşağılamak istemişti.

 

-Benim kızım bile sizin erkeklerinizden daha güçlü ve erkeksi…

 

-Baba, Rong Fan’ın yüzündeki masum ifadeye inanma! O kurnaz bir piç. Rong Jiao’nun bizim ailemizle evlenmesi bir hakarettir. Biz Kırmızı Bulut şehrinde yüksek sınıf bir aileyiz. Eğer onun ailemize katılmasına izin verirsek herkesin alay konusu oluruz. İtibarımız boşa gider! O çirkin kız, bize hakaret ettiğinin bir göstergesi. Hatta o kızın Rong Fan’ın kızı olmadığından bile şüpheleniyorum. Onlar, tanınmış bir aile, yani onun çirkin bir kızı olsaydı , neden kimse ondan hiç bahsetmedi?

 

Nian Zhen, yutkundu ve konuşmasına devam etti. Endişeli babasını sakinleştirmeye çalışıyordu.

 

-Bu Evlilik gerçekten olursa, herkes için alay konusu olacağız!

 

Nian Hai, kaşlarını çatmış Nian zhen’i dinliyordu. Bu uzun açıklamadan sonra aydınlandığını hissetti. İlk başta anlamamıştı fakat şimdi her şeyi anlıyordu. Zaten bir şeylerin doğru olmadığı belliydi. Gerçekten de Bir dağda iki aslan yaşayamazdı. Ya onlar ya Rong ailesi hayatta kalacaktı!

 

Nian Hai, oğluna gururla baktı. Yüzünde bir gülümseme ile konuştu.

 

-Zhen’er, ne zamandan beri bu kadar zekisin?! Seni piç, beni de mi kandırdın!? Yazıklar olsun sana! Babanı da kandırmaya nasıl cüret ettin?!

 

Nian Zhen, gülümsedi. Aslında o tamamen başka birisiydi. Bu zavallı adamın gerçek oğlu değildi fakat bunu da yüzüne söylemek istemedi. Nian Hai, işe yaramaz bir oğlu olsa da onu her zaman sevmişti.

 

-Baba, ben hiçbir zaman aptal bir insan olmadım!

 

Nian Hai, gülümsedikten sonra merakla sordu.

 

– Zhen’er, nasıl bu kadar güçlenebildin?

 

Nian Zhen, gülümsedi. Babasının bu tür bir soru soracağını biliyordu ve zaten bir cevap hazırlamıştı.

 

-Baba, Yong kardeşler 5 gün önce beni öldürmeye çalıştığında,beni kurtaran büyük bir savaşçı vardı. Yong kardeşleri öldürdü ve vücudumu iyileştirdi. Ayrıca vücudumda birikmiş tüm iksirleri emmeme de yardım etti. Bu sayede güçlenebildim.  Babam, bana çok fazla iksir vermeseydi bu kadar çabuk güçlenemezdim.

 

Nian Zhen, babasına gerçekleri açıklamak istemedi. Kutsal vücut ve yeniden doğuş gibi şeyler sır olması gerekirdi. Zaten bir kısmı da doğruydu.

 

Nian Hai, yüksek sesle kahkaha attı. Çok mutluydu. Kalbinde ki acı verici dikenin çıktığını ve iyileştiğini hissetti. Rahatlamıştı.

 

-Hahahaha….Bu büyük savaşçının kim olduğunu merak ediyorum, onunla tanışma şansını bulamamam çok üzücü bir durum.

 

Nian Hai, güldükten sonra gözü Nian Zhen ‘in göğsünde ki ıslaklığa takıldı. O nereden çıkmıştı?! Sanki su dökülmüş gibiydi.

 

-Zhen’er göğsün neden ıslak ve orada bir şey hareket ediyor.?!

 

Nian Zhen, bu olanlar nedeniyle ve babası ile konuşması sayesinde Ruan Ji Lijuan’ı unutmuştu.

 

-Siktir!!

 

Ruan Ji Lijuan, uzun süre ağladıktan sonra kendisinden geçmişti. Bir anda gözlerini açtığında ise…

 

Beyaz gözleri kıpkırmızı idi…

 

Ruan Ji Lijuan, kendisine yakışmayan ürperitici bir şekilde gülümsedi ve dudaklarını yaladıktan sonra hızla çıkmak için kıvrındı.

 

Ruan Ji Lijuan, uzayan sivri tırnakları ile hızla Nian Zhen’in kıyafetini parçaladı ve Long Jiang’ın cesedine gidip bağırdı.

 

-Hehehe…Yemek zamanı!!

 

Ruan Ji Lijuan, hızla cesede saldırdı ve minik keskin dişleri ile cesedi yemeye başladı..

 

Nian Zhen ve Nian Hai, şaşkınlıkla bakıyorlardı. En çok şaşıran ise tabi ki Nian Hai idi.

 

-Bu şey de ne?!.

 

Nian Zhen, panikledi. Onu tamamen unutmuştu. Fakat bir sorun vardı. Ruan ji Lijuan neden bu şekilde davranıyordu?! O kandan korkardı ve bir cesedi asla yemezdi! Dikkatli bir şekilde baktığında ise gözlerinin kıpkırmızı olduğunu gördü. Kesinlikle Bir terslik vardı!

 

Ruan Ji Lijuan, kendisinde değildi! O bayılmıştı! Bu kişi gerçek Ruan Ji Lijuan değildi!

 

Doğa tanrıçası endişeli bir şekilde olanları izliyordu. Çiçeklerden ve sarmaşıklardan yapılmış tahtında, önünde ki su aynasından izliyordu.

 

-Mahvettim!! Çok fazla şeytani sarmaşık ve örümcek zambağı kullandım!

 

Doğa tanrıçası, aslında iyi niyeti ile yapmıştı. Bir beden oluştururken çiçekleri kullanmıştı fakat saf Ruan Ji Lijuan’ın kendisini korumak konusunda sıkıntı yaşayacağını bildiği için ona yardım etmek istemişti. Bu da olmaması gereken bir şey doğurmuştu!

 

Bir kötü ikiz!!

 

Bu da Ruan Ji Lijuan’ın durumunu açıklıyordu. O aslında kendisinde değildi. Bedeninin kontrolü tamamen kötü ikizdeydi!

 

Doğa tanrıçası, onu gönderdikten sonra fark etmişti! Onu tamamen Geri alacak durumu yoktu. Bu yüzden de sürekli izliyordu.

 

Ruan Ji Lijuan, cesedi yemeye devam ettikçe azar azar büyüyordu. Oldukça enerji verici bir besindi onun için.

 

Kısa sürede Long Jiang’ın cesedinin yarısı yenmişti. Aşırı hızlıydı ve gözle zar zor takip ediliyordu. 10 cm’e kadar büyümüştü ve büyümeye de devam ediyordu.

 

Nian Zhen, panikle Ruan Ji Lijuan’ı yakalamaya çalıştı. Fakat beceremedi ve dengesini kaybedip düştü. Yakalamak imkansız gibiydi. Aynı şeyi Nian Hai de yapmaya çalıştı. Fakat o da yakalayamadı.

 

Ruan Ji Lijuan, bir kahkaha attı ve durup ikisine de dil çıkarttıktan sonra  cesedi yemeye devam etti.

 

Nian Zhen, ona neler olduğunu bilmiyordu fakat yakalaması gerekiyordu. Yerden kalktı ve bir kaç kez daha denedi. Fakat yine başaramadı.

 

Ruan Ji Lijuan, kısa sürede hem ikisi ile de alay etti hem de mutlu bir şekilde cesedi yedi. En sonunda Long Jiang’dan hiçbir parça kalmadı.

 

Doğa tanrıçası, daha fazla izlemeye dayanamıyordu. Normalde asla müdahale etmezdi fakat bu sefer zorunda kalmıştı. Eğer, Ruan Ji Lijuan kendisine gelmezse büyük bir felaket getirecekti!

 

O sadece kendisini korumasını istemişti fakat işleri tamamen mahvetmişti..

 

Ruan Ji Lijuan, bir kahkaha attı ve kendisini yakalamaya çalışan Nian Zhen’i atlattıktan sonra kaçmaya çalıştığı esnada gökyüzünden bir ışık belirdi. Tamamen Ruan Ji Lijuan’ın 15 cm’lik bedenini kapladı ve kısa süre içinde Ruan Ji Lijuan ortadan kayboldu.

 

Doğa tanrıçası, ellerini açtığında Ruan Ji Lijuan, sarmaşıktan yapılma bir kafesin içindeydi ve Vahşi hareketlerle kafesten kaçmaya çalışıyordu.

 

Ruan Ji Lijuan, keskin ve kan dolu dişleri ile sarmaşığı ısırdı ve koparttıktan sonra kaçmaya çalıştı fakat doğa tanrıçası tarafından tekrar yakalandı.

 

Doğa tanrıçası, derin bir iç çektikten sonra nazikçe konuştu.

 

-Üzgünüm küçüğüm. Sana zarar vermek istemiyordum. Umarım beni affedersin.

 

Doğa tanrıçası, diğer elini salladı ve bir çok çiçek ortaya çıktı. Onları Ruan Ji Lijuan’a gönderdikten sonra bekledi.

 

Bu çiçekler oldukça saf ve güzeldi. Huzur yayıyorlardı. Hepsi Ruan Ji Lijuan’ı sarmış ve sakinleştirmeye çalışıyordu.

 

Belli bir sürenin sonunda Ruan Ji Lijuan, Gözlerini kapattı ve geri açtığında ise gözleri tekrar beyaza dönmüştü. Ürkek bir şekilde etrafına baktı ve doğa tanrıçasını gördüğünde şaşırdı.

 

Az önce Nian Zhen’in kıyafetlerinin içinde ağlıyordu ve kaçmayı düşünüyordu. Daha sonra yorgunlukla bayılmıştı.. Sonra…. Sonrası yoktu!

 

-Neredeyim? Neden geldim? Üstüm neden kan içinde?! Ağzımda neden kan tadı var?! Ühü…ühü…

 

Ruan Ji Lijuan, paniklemiş ve korkmuştu. Ağlamaya başladı. Neler olduğunu anlayamıyordu.

 

Doğa tanrıçası, derin bir iç çekti ve konuştu.

 

-Çok üzgünüm küçüğüm. Sana bunu yapmak istemedim. Kullandığım kötü çiçekler yüzünden bir kötü ikiz oluşturdum. Oldukça vahşi bir şey.

 

Ruan Ji Lijuan, ağlamaktan kızaran gözleri ile baktıktan sonra konuştu.

 

-Kötü ikiz mi?!. Benim kötü halim mi ?! Bu k-a-kan-la-ların sebebi o mu?

 

Ruan Ji Lijuan, kandan bahsederken bile ürkmüştü ve sesi titremişti.

 

Doğa tanrıçası başını salladı ve onayladıktan sonra konuştu.

 

-Sen bayıldıktan sonra ortaya çıktı. Ne zaman kendinden geçersen, o ortaya çıkacak. Hala ortaya çıkmak için fırsat kolluyor. Dikkatli olmalısın.

 

Ruan Ji Lijuan, üzgün bir sesle konuştu.

 

-Kaçmak istiyorum. Kandan korkuyorum. Canavarlardan korkuyorum. Beni bırak! Zhen-gege çok korkutucu! Bayılmadan önce çatlama sesi duydum. O…

 

Ruan Ji Lijuan, gerçekten de Nian zhen’den fazlasıyla ürkmüştü. Onu da kırmasından korkuyordu. Duran göz yaşları tekrar akmaya başladı.

 

Doğa tanrıçası başını olumsuz anlamında salladıktan sonra konuştu.

 

-Ondan ayrılamazsın. O seni koruyacak. Kötü tararafını o dizginleyebilir. Ne yaptığını görmek ister misin?

 

Ruan Ji Lijuan, görmek istemese de su aynasında bir görüntü oluşmuştu. Cesedin yenilmesi, Nian Zhen’in ve Nian Hai’nin kendisini yakalamaya çalışması..

 

Ruan Ji Lijuan, midesinin bulandığını hissediyordu fakat midesi tamamen boştu. Kusamadı. İğrenmiş ve korkmuştu. Bu  gerçekten de kendisi miydi?!

 

Doğa Tanrıçası, üzgün bir şekilde güldükten sonra konuştu

 

-Eğer kaçarsan başına ne geleceğini sana göstereceğim…

.

.

Like A Flower (BL)

Like A Flower (BL)

Puanlama 0.0
Seviye: Ongoing Tür: Yazar: Orjinal dil: Türkçe
Like A Flower (BL)   Ruan Ji Lijuan, kitap okumayı seven genç bir adamdı. İsmi her ne kadar kadınsı olsa da görünüşü değildi. Buna rağmen karakteri, ismi ile uyuşuyordu.   Ruan Ji Lijuan, okumayı abarttığı bir zamanda yorgunluk yüzünden ölür ve kendisini bir çiçek olarak bulur.   Hemen oku!

Yorumlar

Ayarlar

Karanlık Modla Çalışmıyor.
Sıfırla