Önceki bölüm
Ruan Ji Lijuan, Leng Meiren’e baktı. Her zaman ki gibi benzerlikleri mide bulandırıcı idi. Bir kere onun çilleri yoktu!
.
.
.
.
.
.
Kusursuz, doğal güzellik!
Nian zhen her türden güzel kız görmüştü ve o zirvedeyken en güzel bakireler bile kendilerini Nian zhen’in üzerine atardı. Fakat Nian zhen sadece gelişim yapmaya odaklanmıştı. Çünkü kadınlar yüzünden dikkatini dağıtmak istemiyordu. Bu yüzden o bakire güzelliklere bir bakış bile atmamıştı.
Ruan Ji Lijuan, gözlerini kızdan ayırmayan Nian zhen’e iğrenmiş bir bakış attı. Tam yanında duruyordu fakat o, kıza odaklanmıştı. İşte rezalet bir aşkın başlangıcına bir kez daha tanıklık ediyordu. Midesi bulanmaya başlamıştı. Kendisini hasta hissediyordu.
Nian zhen, önündeki 14 yaşındaki genç bayandan gözlerini bile alamıyordu. Ne kadar bakarsa o kadar tuhaf hissediyordu. Bunun sebebi Ruan Ji Lijuan’a bakıyormuş gibiydi. Sanki onun kız hali karşısında ürkek bir şekilde kendisine bakıyordu. Aslında, Nian zhen, bu dünyanın sahip olduğu her şeyi hemen hemen görmüş ve deneyimlemişti. Fakat aşka geldiğinde tamamen salaklaşıyordu. Bu kız, o değildi!!
Bu genç bayan, Leng ailesinin genç hanımıydı, Leng Meiren. Leng Meiren doğmadan önce Buzlu Kulenin başka bir adı vardı fakat o doğduktan sonra İsmi değiştirilmişti. Bundan bile Leng Zhan’ın kızını gerçekten sevdiğini kolayca söyleyebilirdik.
YN: Buzlu Kule, Leng, uzun demek ve 冷美人 Lěng měirén= Soğuk güzellik demek. Yani kızın soğuk çıkartması yüzünden ismi değişiyor. Nasıl olmuş?!
Leng Meiren, başını kaldırdı ve gülümseyerek Nian zhen’e baktı. Görüşü çok saftı ve gülümsemesi çok temizdi. Göklerden gelen bir peri gibi görünüyordu. Fakat yüzü solgundu ve hasta görünüyordu. Uzun süreli hastalığına rağmen, güzelliği en ufak bir şekilde etkilenmemişti.
Leng ailesinden bir adam, Nian Zhen’e soğuk bir şekilde baktı ve konuştu.
-Hey evlat, neye bakıyorsun?!
Nian zhen , kendine geldi ve aklının bulandığını hissetti. Şu anda ikisi arasında kalmış gibi hissediyordu fakat Ruan Ji Lijuan’ın yıldızlar gibi çillerini küçük öfkesi hatırladığında ikilemi çözdü. Bu kız, kendisine yardım eden kişi değildi! O Ruan Ji Lijuan değildi!! Anlaşılan kolları biraz kesilmişti…
Nian zhen’in dili tutulmuştu, onun gibi biri, aklının bulandığını hissetmeyeli çok olmuştu. Şimdi bir kez daha yaşamıştı ve bundan da hoşlanmamıştı. Bu büyük bir utançtı!
Nian zhen, kendisine bağıran adama baktı ve sinirle bağırdı.
-Neden bana bağırıyorsun?! Eğer genç bayana bakmazsam, onun durumunun ne olduğunu nasıl bileceğim?
Nian zhen, Elbette, utancını da örtmeye çalışıyordu. Yanında ki Ruan Ji Lijuan’ın öfkesini hissetmeye başlamıştı ve durmazsa tehlikeli olacaktı.
Adam, sinirli hissediyordu. Burada kimse onunla bu şekilde konuşmamıştı. Özellikle genç bir velet ona bağırmıştı.
-Mei’ er’i iyileştirsen iyi olur. İyileştirmezsen sana iyi bir ders vereceğim!
Leng Zhan, herkesi sakinleştirdi ve Leng Meiren’nin önüne gelip konuştu.
-Mei’er, bugün nasıl hissediyorsun?
Leng Meiren, tatlı bir şekilde gülümsedi.
-Baba ben iyiyim.
Ruan Ji Lijuan, yüzünü buruşturdu ve taklit etti.
-Bibi, bin iyiyim… Sanki senin nasıl bir insan olduğunu bilmiyorum. Şıllık seni! Zaten, diğer eşlere zorbalık yapan da bendim. Çöp! Yalancı! Pislik!! Bunlar bana işlemez ama bu salak Nian zhen’e fena işledi.
Leng Zhan’ın kızına bakışı acı ve kederle doluydu.
-Mei’er, seni Kardeş Nian zhen ile tanıştırayım. Hastalığını iyileştirebileceğini söyledi!
Leng Meiren, üzgün bir şekilde başını salladı ve konuştu.
-Baba, bırak öyle olsun, hastalığım tedavi edilemez.
Nian zhen, tekrar Leng Meiren’e baktı. Mevcut tüm insanlar Başlangıç kaynak aleminde olduğu için, onu incelemek için İlahi Hissini kullanmadı. İlahi Hissi hala zayıftı ve geç aşama olan Leng Zhan, kolayca keşfedebilirdi. Fakat Nian zhen’in görüşü iyiydi ve Leng Meiren’nin enerjisini görebiliyordu ve dikkatlice baktı ve sonunda tahmininin doğru olduğunu doğruladı.
-Genç Bayan Leng, her atak geçirdiğinde, vücudunun her tarafında buz gibi bir soğukluk hissediyor musun sanki vücudunda akan buzullar, iç organlarını donduruyor?
Leng Meiren tüm umudunu kaybetmişti fakat gözleri aniden aydınlandı. Güzel gözleriyle Nian zhen’e baktı ve tatlı dudakları hafifçe açıldı.
-Bu doğru, Bay Nian. Benim adım Leng Meiren.
Leng Meiren, Nian zhen’e doğru hafifçe eğildi. Leng Zhan ve diğer adamların yüzlerinde şaşırmış ifadeler vardı. Bu genç adam tek bir bakışla onun semptomlarının ve acısının ne olduğunu anlamıştı. Bunu yapabilen ilk kişi Nian zhen’di ve bu da önlerinde ki adamı daha da ciddiye almalarını sağladı.
Nian zhen, bildiği şeyleri tekrar anlatmaya başladı.
-Hastalık yüzünden her atak geçirdiğinde vücudun titremeye başlayacak ve kanın donacak. Ölmüş gibi nefes almakta güçlük çekiyorsun ve kendini Tuhaf hissediyorsun. Vücudunda hareket eden bir yılan varmış gibi hissediyorsun bu da çok acı veriyor değil mi?!
Leng Meiren, çok şaşırmıştı. Kendi yaşadığı şeyi bile tam olarak tarif edemiyordu. Her seferinde acıdan dolayı bayılıyordu. Fakat emin olduğu bir şey varsa o da gerçekten de yılanların bedeninde hareket ediyormuş gibi hissetmesiydi.
-Bu doğru. Tam olarak böyle hissediyorum..
Nian zhen, onayı aldıktan sonra bir kez daha konuştu.
-Hastalık sen 7 yaşına geldiğinde vurdu ve her yıl, Vücudunda ki soğuğun şiddeti arttı ve haklıysam, en son atak geçirdiğinde, buzdan bir bıçağın seni parçaladığını hissettin.
Ruan Ji Lijuan, sakince anlatan Nian Zhen’e baktı ve gözlerini devirip kendi kendine konuştu.
-Veee, doktor piç Nian zhen, tanıyı herkesin içinde koyar..
Neredeyse herkes heyecanla dinliyordu. Nian zhen’e bakışları tamamen değişmişti.
Leng Zhan, sonunda umut görmüş gibi aşırı heyecanla konuştu. Yanındaki Leng Meng’in gözleri parladı. Nian zhen’in bu kadar bilgili olmasını hiç beklemiyordu. Nian zhen, Leng Meiren’in hastalığını gerçekten iyileştirebilseydi, onu buraya getirdiği için kesinlikle ödüllendirilirdi.
-Kardeş Nian zhen’in söylediği tamamen doğru. Soğuk ortaya çıktığında her şeyi yok ediyor. Kimse doğru düzgün yanına bile yaklaşamıyor.
Leng Meiren’nin gözleri parıldadı. Sanki bir ışık görmüştü. Bu yakışıklıyı iyileştikten sonra alsaydı kesinlikle mutlu olurdu.
-Bay Nian, bu hastalığım tedavi edilebilir mi?!
Nian zhen alaycı bir şekilde gülmeye başladı. Dokuz Buz Meridyenleri, antik çağlardan miras kalan Dokuz-Buz’dan doğmuştu. Bu tür bir beden o kadar nadirdi ki her on bin yılda bir kez bile ortaya çıkmayabilirdi ve bu salaklar ondan kurtulmak istemişti… Nian zhen onları azarlamak istedi.
-Tedavi edilebilir mi? Hah! Nabzınızı kontrol edebilir miyim, genç bayan Leng?
Leng Zhan, aceleyle konuştu. Bu onun tek umuduydu ve onu kaybetmeyi göze alamazdı.
-Evet, acele et ve Mei’ er otur da Kardeş Nian zhen nabzına baksın.
Leng Meiren, yavaşça yürüdü ve sandalyeye oturduktan sonra başını salladı ve tatlı bir sesle konuştu.
-Peki.
Leng Meiren, Kolunu Nian zhen’e uzattığı esnada masada duran içilmemiş çay bir anda üzerine döküldü.
Çayın dökülmesi ile Leng Meiren hızla kalktı ve ufak bir sesle çığlık attı.
-Ayhh!
Çay, neyse ki soğumuştu fakat giydiği kıyafetler tamamen kirlenmişti. Çayın kendi kendine dökülmesi ile herkes şok olmuş ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Çay tabi ki kendi kendine dökülmemişti…
Ruan Ji Lijuan, kıkırdadı ve söylendi.
-Ups, yanlışla ayağım çay bardağına çarptı. Heheheh…
Nian zhen, bu işin kimin başının altından çıktığını kolayca söyleyebilirdi. Gülmemek için kendisini zorladı ve dolu gözleri ile kendisine bakan Leng Meiren’i başka bir yere oturttu ve kendisi de karşısına geçtikten sonra konuştu.
-Bu önemli, lütfen dökülen çayı boşverin.
Leng Meiren, dolu gözlerine rağmen başını salladı ve onayladı.
Nian zhen, İki parmağını Leng Meiren’in koluna koydu. Kolu çok soğuktu, ama cildi ipek gibi yumuşak ve hassastı. Fakat Nian zhen, aklının başka bir yere gitmesine izin vermedi. İkinci kez…
Nian zhen’in enerjisi, parmaklarından doğrudan Leng Meiren’in vücuduna giren bir enerji akışına dönüştü. Vücudunda sekiz, buzdan meridyen olduğunu fark etti. Her biri vücudunun içinde bir köprü gibiydi, fakat bu sekiz buz meridyeni tamamen yang enerjiyle kaplıydı, bu da onu sıradan insanların keşfedememesini sağlıyordu.
Leng Meiren’nin vücudunun her yerini inceledikten sonra Nian zhen’in ifadesi çarpıcı bir şekilde değişti. Bu yüksek seviyeli bir kutsal vücudu nasıl b*k ettiklerine sinirlenmişti.
Nian zhen masaya sertçe vurdu ve ahşap masayı birçok parçaya ayırdıktan sonra bağırdı.
-Kesinlikle utanç verici! Hepiniz kesinlikle rezilsiniz! Salaklar sürüsü!!
Nian zhen, çok sinirliydi. Nian zhen tarafından azarlanmak, Leng Zhan ve diğerlerini sinirlendirmek yerine endişe ile baktılar. Leng Meiren de, Ruan Ji Lijuan da dahil. İkisi de ürkmüştü.
Diğer herkes, onun neden bu kadar kızgın olduğunu bilmiyordu.
Nian zhen, öfkeyle baktı ve sordu.
-Neden Ateşli Ejderha meyvesini yemesine izin verdiniz?
Leng zhan, çok şaşırmıştı. Sadece nabıza bakarak Leng Meiren’in Ateşli Ejderha meyvesi yediğini nasıl bilmişti ki?!
-En son atak geçirdiğinde semptomlar çok ciddiydi. Sadece Ateşli Ejder meyvesini vücudundaki soğuğu bastırmak için kullandık.
Nian zhen, gerçekten de çok öfkeliydi, bir grup aptalla konuşuyormuş gibi hissediyordu ve sadece zamanını ve bilgisini boşa harcıyordu. Bu bir yüksek seviyeli kutsal vücuttu!
-Siz, vücudundaki soğuğu bastırmak için Ateşli Ejderhası meyvesini tekrar mı yemesini istediniz!?
Leng Zhan, dürüstçe cevap verdi. Gerçekten de Leng Meiren’in vücudundaki soğuğu bastırmaya devam etmek için Ateşli Ejderha meyvesini kullanmayı planlıyordu.
-Bu doğru.
Nian zhen’in sinirden başı ağrımaya başlamıştı.
-Aptal, bu affedilemez bir aptallık!Hepinize dürüstçe söylemeliyim, eğer Leng Meiren ölürse, bu sizin sayenizde olacak! Sadece, onun ölümüne neden olmadınız, aynı zamanda eşsiz bir dahinin doğuşunu da geciktirdiniz! Ben onun hastalığını iyileştiremem, siz gidip başka birini tutabilirsiniz. Ben şimdi gidiyorum.
Ruan Ji Lijuan, derin bir iç çekmekten kendisini alamadı. Yine aynı tepkiyi vermişti. Bu pis kızdan aşırı etkilenmiş ve onun zarar görmesi yüzünden sinirlenmişti. Sadece bir köşede ağlamak istiyordu. Kader….Tekrar ediyor olmalıydı!
Leng Zhan, paniklemeye başladı ve Nian zhen’in gitmesini durdurmak için acele etti. İnsanların geri kalanı da bir şeylerin doğru olmadığını hissetti. Bu nedenle, Nian zhen tarafından azarlandıklarında bile ona kızmadılar.
-Kardeş Nian zhen, Kardeş Nian zhen! Bekle lütfen! Gitme!!
Orta yaşlı bir adam, şaşkınlıkla sordu.
-Kardeş Nian zhen, bunda sorun ne ? Mei’er’deki soğuğu bastırmak için Ateşli Ejderha meyvelerini ve Saf-Yang meyvesini kullandık. Bunda yanlış olan ne? Bu, birçok büyük ustanın, bize verdiği bir çözüm.
Nian zhen, öfkeyle bağırdı.
-Saçma bir çözüm! Sana bir şey söylememe izin ver, Leng Meiren, her on bin yılda bir görülen nadir bir durum olan Dokuz Buz Meridyeni ile doğdu. Eşsiz bir dahi olma potansiyeline sahipti. Tamamen sağlıklıydı!
Herkes şaşırmıştı, daha önce Dokuz buz Meridyeni ismini hiç duymamışlardı.
-Ne? Dokuz Buz Meridyen mi?! O da ne??
Nian zhen detaylı bir şekilde açıkladı. Bu aptallar grubuna hatalarının ne kadar ciddi olduğunu söylemek zorundaymış gibi hissetti.
-Bu tür ender görülen bir vücut durumu bir erkekte ortaya çıkarsa, o ölüme mahkûm olur fakat bir kadında ortaya çıkarsa, bu nadir bir durum olacaktır. Tüm kadınlar Yin özellikleriyle doğarlar. Meridyenler inşa edildiğinde her yıl ve her bir meridyen için şiddetli acı çekecek.
-Sözde hastalık aslında sadece inşa edilen meridyenler. Şu anda, vücudu sekiz buz meridyeni inşa etti ve ne zaman dokuzuncu buz meridyeni belirirse, O zaman büyük yeteneklere sahip güçlü bir dahi doğar. Fakat, Siz meridyenleri bastırmak için bu malzemeleri kullanmaya devam ettiniz. Tek yaptığınız bu olsaydı, yine iyiydi ve Onu kurtarmanın bir yolu vardı. Fakat en saf Yang meyvesini ve Ateşli Ejderha meyvesini yemesine izin verdiniz. Bu, inşa edilecek dokuzuncu Buz meridyeni için tüm umutları tamamen yok etti. Artık bir tanrı bile onu kurtaramaz, asla kurtarılamayacak. 15 yaşından sonra yaşayamaz. Ölümünü hızlandırmışsınız!
Nian zhen’in söylediği şey Leng Zhan’ı sersemletmişti. Yüz ifadesi solgunlaşmıştı ve tüm vücudu titriyordu. Kızı hasta değildi ve eğer o, meridyen oluşumunu durdurmak için bu kadar uğraşmasaydı, kızı şimdiye emsalsiz bir dahi olacaktı. Bütün bunlar kendi hatası yüzündendi. Kıymetli kızını kendi eliyle yok etmişti.
Nian zhen, bir kez daha toplantı salonunun çıkışına doğru yürümeye başlamadan önce konuştu.
-Hepiniz bir avuç yaşlı aptalsınız, bu beni gerçekten sinirlendiriyor. Şimdi gidiyorum, beni geçirmenize gerek yok.
Ruan Ji Lijuan, yine gitmedi. Gözlerini devirdi ve şovun tadını çıkarttı. Keşke elinde yiyebilecek bir şeyi olsaydı. Biraz ürkmüştü fakat bu kısa sürede düzelmişti.
-Kardeş Nian zhen!
-Lütfen Kardeş Nian zhen gitme!
Başlangıç kaynak savaşçılarından birkaçı aceleyle Nian zhen’i takip etti. Nian zhen’in onları azarlaması umurlarında değildi. Bu genç adam genç bayanın hayatta kalma umuduydu.
Leng Zhan, Nian zhen’in önüne geldi ve yalvarırcasına konuştu.
-Kardeş Nian zhen, Dokuz Buz Meridyenlerini tanıyabildiğine göre, kızımı kurtarmanın bir yolu olduğuna eminim! Kızımı kurtarman için sana yalvarıyorum. Ne istersen, Onu sana vereceğim!
Nian zhen içten içe gülümsedi. Beklediği şey, Leng Zhan’dan bir sözdü. Leng Meiren’in durumu, bir zamanlar dünyanın en büyük insanların biri olan, Kutsal imparatorun muhteşem oğlu dışında kimse tarafından çözülemezdi. Ona yardım etmek çok kolaydı.
Ruan Ji Lijuan, sinirinden giydiği kıyafeti ısırıyordu. Kendi kendine söylendi.
-Seni şerefsiz! Numaracı pislik!… Yalancı! En büyük yalancı sensin! Kibirli piç!!!… Öff…çok sinirliyim…
Ruan Ji Lijuan, itiraf etmek istemese de çok kıskanıyordu. Hemen şimdi gidip ağzını yırtmak ve küçük bir yumruk atmak istiyordu fakat kendisini tutuyordu.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım sevmişsinizdir.
Nian zhen hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ruan Ji Lijuan hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce işler nasıl ilerleyecek?
Leng Meiren hakkında ne düşünüyorsunuz?
Leng ailesi hakkında ne düşünüyorsunuz?