“Rigel test için kapıdan geçsin.”
Estelle kapıdaki orta yaşlı adamın gür sesi ile kapıya doğru yürüdü. İçeri girerken içinden bir şey kopmuş gibi hissetti.
“B-bu da neydi Erion”
[Sorun değil. Sadece ışık ruhunun gücüne benzer bir ruh özüyle yapılmış bedenin bana alıştığı için tepki verdi] (Erion)
Alnın ortasında ellerinde bir defter kalem olan bir kadın ve erkek vardı.
Kadın “Bizler sizi test edecek olan profesörleriz ben Saliman o da Conroy. Öncelikle lütfen taşın üzerine elinizi koyun tabi eldiveninizi çıkararak”
Estelle taşa doğru yürürken eldiveni işaret parmağının uzundan tutarak çıkardı. Avuç içini taşın üzerine koydu.
Conroy “Mananı taşa aktar o düzeyine göre tepki verip dışa aktaracak.”
[Ben hallederim bu eğlenceli olacak](Erion)
Estelle bir an kontrolü kaybetti. Vücudunun karıncalandığını hissetti. Gözlerini kapayıp burnundan kısık bir nefes aldı, elinde bir acı hissetti.
Bu ani acıyla diğer eli bileğini tuttu. Gözlerini açtığında taşın arkasında bariyeri delen siyah bir buz kütlesi gördü. Verdiği nefes ciğerlerini yakarak çıktı.
Nefesi kar kristalleri olarak çıkmıştı.
Profesör Saliman yere düşmüştü gözlüğü biraz yana kaymıştı gözlerini açmış ağzı biraz aralık olarak ona bakıyordu. Conroy ise Salimanın bir kolunu dirseğinden yakalamış aynı şekilde ona baktı.
Profesör Saliman kısık bir sesle “O buz ve gölge elemental kullanıcısı. – gözlüğünü düzeltip ayağa kalktı- ilk defa böyle bir şey ile karşılaşıyorum”
Ayağa kalktığında ki sesi heyecanla titremiş ve yüksek sesle konuşmuştu. Estelle’nin eline baktığında kullandığı elinde bazı bölgeleri tenini gösterecek kadar ince kara buz ile kaplanmıştı.
Profesör Saliman “Ah afedersin fazla afallamışım böyle konuşmamam gerekirdi ama sen iyi misin elin..”
Estelle eldiveni giyip elini tutmaya devam etti. “Evet,iyiyim sadece bir an kontrolden çıktı”
[Anlaşılan sınırın bu kadar olmuş. Hala yeterince iyi değil] (Erion)
Profesör Conroy “Bu yapabileceğinin en iyisi mi?”
“Hayır, ileride gelişecektir ama şuan ki sınırım bu”
Profesor Saliman Estelle’nin eline bakmaya devam ediyordu çünkü eli bariz bir şekilde titriyordu. Her ne kadar yüzünde acısını belli edecek bir ifadesi olmasa da…
Profesor Conroy buz yığınının tepesine bariyerin kırılmış bölgesine bakıp “Baş büyücünün hazırladığı bariyeri kıracak kadar güçlü duruyor. Rigel şimdi bu buzu geri kaldır”
[Gölge gücüm buzu fazla sağlamlaştırır yani yüksek bir sıcaklık olmadıkça parçalanamaz. Ya da sen kaldırmayı öğrenmedikçe ki bu şuan mümkün değil] (Erion)
Erion’un sesi hiçte pişman gibi değildi. Estelle buz tutan elini yumruk yapıp açmaya çalıştı acısı feci haldeydi.
“Kaldıramam”
Estelle bakışlarını Profesor Conroy’e yöneltip konuştu.
Profesor Conroy “Nasıl kaldıramazsın?”
“Henüz kaldırmayı kontrol edemiyorum”
Profesör Saliman buza bir kaç kez iki parmağının eklemi ile vurdu sonra bir yumruk çaktı. Yer sallansa da buzun üzerinde bir çatlak çıktı sonra çatlaklar geri düzeldi.
Profesör Saliman “Ne kadar da hoş bir yetenek kendini yenileyebiliyor”
Yüzündeki gülümseme ile buza sarıldı. Profesör Conroy elini anlına koyup iç çekti.
“Lütfen öğrencilerin yanında böyle hareketlerden sakının Madam Saliman”
Profesör Saliman, Conroy’un yanına gelip karın bölgesine birkaç kez hafif şekilde dirsek attı “Hadi ama çaktırmıyorsun ama sende heyecanlandın. Bariyeri kıracak kadar güçlü olan biri en son Arşidük’ün oğluydu. Ah aklıma geldi o da mükemmel bir manzaraydı yaydığı ateş gücü ile taşla beraber arka kısımdaki alanı tamamen eritmişti”
Profesör Saliman konuşurken anlatmaktan zevk alıyormuş gibi elini bir yanağına yaslamış gözleri kapalı konuşuyordu.
Profesör Conroy bir kez daha sesli iç çekti kapıdaki adama “Geri kalan teste girecek öğrencilerin arka kısımdaki arenada olacağını söyleyin”
Diğerleri ayrılmaya başlarken Profesör Conroy, Estelle’ye döndü. “Rigel senin testine devam edelim. Buz ve gölge elemental güçleri haricinde yeteneklerini söyleyebilir misin?”
Profesör Saliman kafasını sallayıp “Evet, evet hadi söyle”
“Öngörüm ve yüksek algı sayılır mı?”
Profesör Conroy “Bunları biraz açıklar mısın ne kadar kullanabiliyorsun?”
“Geceleri potansiyelim artar ama öngörümüm saniyeliktir rakibimin hareketlerini önceden anlayabilirim, algıda ise en ufak ruh öz-yani mana kalıntılarını hissedecek kadar”
Profesör Saliman “Mana kalıntılarını hissedebilecek kadar ha. Yaşını ve soyunu öğrenebilir miyim?”
“Hayır”
Profesör Saliman “Nedeni var mı saklamanın?”
“Hayır, sadece kimsenin öğrenmesine gerek yok. Buraya ne amaç ile geldiğim belli bunun yaşla veya soyla bir mantığı yok”
Profesör Conroy “İlginç bir cevaptı sanırım bu sebeple bir yıldız adı kullanıyorsun. Umarım kullandığın isim gibi en parlak öğrencilerden olursun”
Teste devam ettiler güç…Hız… Kapasitesi hepsi test edildikçe Profesör Saliman heyecanlanıyordu. Profesör Conroy da her seferinde iç çekip onu uyardı.